• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Işverene Verilen Zarar Sebebi Ile Imzalanan Senetler Geçerli Midir ?

Musa Kamil Ekin

Yönetim Grubu
Katılım
6 Nisan 2015
Sertifika
C Sınıfı
Firma
BelKo ltd.şti.
Özellikle para ile doğrudan ilişkisi olan görevlerde çalışan personelin bir an için zor duruma düşmesi ya da şeytana uyması gibi sebeplerle eriştiği parayı kendi hesabına geçirmesi veya yaptığı tahsilatı işverene bildirmemesi gibi olaylarla karşılaşılmaktadır. Bu durumda çalışanın parayı hemen iade etmemesi durumunda genelde iş sözleşmesinin feshi ile birlikte çalışana borcuna karşılık senet imzalatılmaktadır.

Çoğu zaman yaptığı eylem tespit edilen personel, içinde bulunduğu durum, utanma ve korku ya da belki bir af ümidi ile bu senetleri sorun çıkartmadan imzalamakta ancak umduğu durum ortaya çıkmayınca bu senetleri ödememe ve icraya verilme durumu durumu ile karşılaşmaktadır.

Peki işverene zarar veren çalışanın imzalamış olduğu bu senetler geçerli midir ? Borçlu baskı altında senedi imzalamak zorunda kaldığını, korktuğunu vs ileri sürüp senedin geçersizliğini ileri sürebilir mi ?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.10.2016 tarih ve 2014/9-1138 E ve 2016/995 K sy kararına konu olan olaylarda bu sorunun cevabı verilmiştir. Karara konu olan olaylarda;

Davacı işçi, 30.07.2008 vade tarihli, tanzim tarihi bulunmayan 75.000.00 TL.bedelli senet ( bono ) ile 30.08.2008 vade ve 11.07.2008 tanzim tarihli 75.000.00 TL bedelli bonolorın davacıdan ceza ve hapis yatırma tehdidiyle, manevi baskı ve ikrah altında alınmış senetler olduğunu ileri sürerek, bu senetlerin karşılığında borçlu bulunmadığının tesbitine ve geçersiz senetler için ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı işveren, dava konusu senetlerin senet borçluları tarafından şirkette çalıştıkları dönemde çeşitli hileler yaparak kendi lehlerine menfaat sağlamaları ve davalı şirket yetkililerinin bunu fark etmesi sonucu şirket aleyhine doğmuş ve ilerde doğacak olan tüm maddi ve manevi zararın tazmini amacıyla davalı ve diğer çalışanların kendi rızaları ile verdikleri senetler olduğunu, satış elemanı olarak şirkette çalışan davacı ve diğer senet borçlusunun çeşitli zamanlarda yaptıkları usûlsüz ve hileli satışlarla elde edilen paraları kendi adlarına tahsil ettiklerini, davacı ve diğer satış elemanının hileli işleriyle ilgili olarak hukuki yollara başvurmanın tehdit olmadığını, 900,00 TL maaşla işçi olarak çalışan davacının senet bedellerinin ihtirazi kayıtsız olarak sürelerinde ödeyebildiğini, bu durumda müzayaka iddiasının da dayanaksız kaldığını ileri sürerek davanın esastan reddini savunmuştur.

zarar-sebebi-ile-senet-verilmesi.jpg


Ankara 18.İş Mahkemesi’nce , senetlerin bir ceza kovuşturması sırasında hapis cezası tehdidi altında ve ceza davasından vazgeçme karşılığında alındığı, ceza davasına konu edilen zararlandırıcı eylemin ne olduğu, verilen zararın ne şekilde ve ne miktar olduğu yolunda kayıt, belge, bilirkişi raporu v.b. bir kanıt bulunmadığı, bu durumda senetlerin kambiyo senedi olarak geçerli olmadığı, tehdit ve müzayaka altında alındığı ve senetteki borç ilişkisinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.

Dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi ise;

  • Ceza davası içeriğine ve davacının müdafi aracılığıyla alınan açık anlatımına göre işyerinde satış elemanı olarak görev yapmış olan davacının bazı ürünlerin satış bedellerinin bir kısmını kasaya koymayarak kendisine aldığı sabittir. Davacı işçinin sözü edilen haksız eylemi sebebiyle işverenin bir zararının olduğu da kuşkusuzdur.
  • Bu noktada temel sorun, ceza yargılamasında şikayetten vazgeçme baskısıyla düzenlendiği anlaşılan senetlerden dolayı davacı işçinin ne kadar borçlu olduğu noktasında toplanmaktadır. Zira senetlerin düzenlendiği aşamada işverence gerçek zarar miktarı belirlenmemiştir. Davalı şirket temsilcisi yargılama sırasında, “600.000,00 TL de desek imzalayacaklardı” şeklinden anlatımda bulunmuştur. Bu durumda senetlerin her bir işçinin işverene verdiği zarar noktasında ayrıştırılmaksızın düzenlendiği sabittir.
  • Davalı işveren davacının haksız eylemleri sonucu uğradığını ileri sürdüğü zarar miktarını kanıtlamak durumundadır. Bu yönde dosyaya işveren kayıtları sunulmuş olup, mahkemece sözü edilen kayıtlar değerlendirilmeksizin karar verilmesi hatalıdır. Konunun uzmanı olan mali müşavir bilirkişi marifetiyle davacının yapmış olduğu satış bedellerinin ne kadarının işveren kayıtlarına geçirilmediği belirlenmeli ve sonucuna göre davacının sorumlu olduğu tutar belirlenerek bu miktar yönünden bir karar verilmelidir. Öte yandan davaya konu senet bedeli davacı dışındaki diğer işçilerin verdiği zarar iddialarını da kapsadığından davacının senet sebebiyle sorumlu olduğu miktar belirlenmeli ve davacının senetten dolayı işverene yaptığı ödemenin fazla olması durumunda iadeye dair karar verilmelidir.
Gerekçesiyle kararı bozmuş ancak Ankara 18.İş Mahkemesi önceki kararında direnmiştir. Direnme kararının temyizi üzerine dosya Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelmiş ve

yargitay-katip.jpg


Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna göre;

uyuşmazlık; davacının yapmış olduğu satış bedellerinin ne kadarının işveren kayıtlarına geçirilmediğinin tespiti ve davacının dava konusu senetler sebebiyle sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi için araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, davaya konu olaya Türk Borçlar Kanununun 30. vd. maddelerinde belirtilen irade fesadı hallerinin uygulanmasının gerektiği dikkate alındığında, yerel mahkeme direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar vermiştir.

SONUÇ

1- Personelin çalıştığı dönemde; hukuka aykırı sebepler ile işverene verdiği zarar gerekçesi ile imzaladığı senetler kural olarak geçerlidir.

2- Personel, bu senetleri cezai şikayet tehditi altında manevi baskı ile verdiğini ileri süremez. Ancak gerçekten bir baskı veya şiddet var ise o durumun ispatlanması gerekir.

3- Ancak işveren de gerçekten personelin kendisine verdiği zararı ispatlaması gerekir. İşverenin ispatlayabildiği zarar, senetteki miktardan düşük ise ispatlanamayan kısım kadar borçlu olmadığı ya da işverenin iade etmesine karar verilmesi gerekir.

Av. Eren Evren
Okyay | Evren

Please, Giriş Yap or Kayıt Ol to view URLs content!
 
Üst