• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Kuantum Çalışmaları

Musa Kamil Ekin

Yönetim Grubu
Katılım
6 Nisan 2015
Sertifika
C Sınıfı
Firma
BelKo ltd.şti.
Yaşamımız boyunca sayısız karar alıp uyguluyoruz. Peki hayatımızı belirleyen bu kararları nasıl alıyoruz?
Kişinin yaşamını yöneten ana merkez, kişinin inançlarının oluşturulduğu yer olan, bilinçaltıdır. Kişi, ancak bilinçaltının izin verdiği ve yönlendirdiği sonuçlara ulaşabilir. Bilinç, kişinin birşeyi kabul etme sürecinde devreye girer. Bilincin gücü yüksektir ama bilinçaltı ile kıyaslandığında ancak sınırlı bir güçtür.
Bilinçaltı kişiye bilinçaltında kodlanmış inanç sistemiyle uyumlu olayları deneyimletir, yaşadığımız sonuçları belirler. Örneğin, “Hayat zor” şeklinde bir inanç sistemine sahip olan bir birey, bilinçaltının bu kodlaması sebebiyle hayatı hep zor yaşar. Ama bilinçli olarak bunun farkında olmadığı için, “Hayatımın bu kadar zor olmasını istemiyorum” diyebilir, şikayet edebilir. Ne var ki, yaşamımızdaki deneyimler bilinçaltına kodlanmış inanç sistemlerinin hayata yansıtılmasından ibarettir ve biz “Hayat zor” dedikçe ve bu kodlamayla yaşadıkça hayat hep zor olacaktır. Bilinç ile bunun nasıl olduğunu anlayamasak da. Görülüyor ki, bilinçaltı hayatı nasıl deneyimleyeceğimizi yönettiği için hepimiz için çok kritik bir öneme sahiptir.
Bu sebeple, yaşamımızı bilinç seviyesinde değiştirmeye çabalamak ve şunu yapmalıyım, bunu yapmalıyım şeklinde bir yaklaşım yerine; bilinçaltında kayıtlı olan inanç sistemlerini tespit edip, onları değiştirip dönüştürmek ve yeni inanç sistemleriyle değiştirmek, yenilemek gereklidir. Bu yapıldığı zaman, az önceki örnekte hayatı binbir zorlukla yaşayan birey, hayatı birdenbire kolaylıkla yaşamaya başlar. Zorluklar, sıkıntılar aniden ortadan kalkar.
Kişi, inançlarını yeniden programladıkça, hayatında hızlı ve inanılmaz değişikler yaşar. Ve bu değişiklikler kişinin tüm hayatı boyunca devam eden kalıcı değişiklikler olur.
Kuantum bireysel çalışmaları; kuantum fiziği prensiplerine dayalı olarak geliştirilmiş; bilinç, bilinçaltı ve bilinçüstü seviyelerinde yapılan, kalıcı olumlu sonuçlar veren son derece etkili çalışmalardır.

Kuantum fiziğinin hayat ile bağlantısı hakkında:
Fiziksel maddenin enerjiye dönüştüğü bir alana kuantum fiziği ile rahatça girebiliriz.

Atom altı parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarıdır. Bu parçacıklar, insan beyninin yaydığı tüm düşüncelere cevap sunarlar. Bu sayede düşünce ile enerji, gözlemlenen ile gizlenen, iç ve dış, burası ve ötesi arasındaki farklar ortadan kalkar. Belirsizlik alanı denilen alan, kuantum fiziği ile belirli hale gelir.

Kuantum alanının bir noktasına yapılan etki bütünü etkiler. Ne düşünürseniz, düşünceniz doğrultusunda tüm alan etkilenir.

Kuantum fiziği, büyük ölçüde ilişkileri ele alır. Enerji ve madde arasındaki ilişkiyi, dalga ve parçacık arasındaki ilişkiyi, bilinç ve gerçeklik arasındaki ilişkiyi.

Kuantum dünyasında bu ilişkilere dair inanılmaz keşifler gerçekleşmiştir. Bu keşifler, insani deneyimlere, insan ilişkilerine uyarlanarak reel planda yaratıcı değişimler meydana getirebilmektedir.
Kuantum kuramının kendine has bir dünya görüşü vardır. Bu dünya görüşü bizim boyutumuzdan algıladığımız dünyadan oldukça farklıdır. Fakat kavramları derinligine incelemeye başladiğimizda görürüz ki bu iki dünya görüşü bir araya getirilebilir. Hele de gündelik yaşamımızda kuantum dünyasının kavramlarını uygulamaya koyabilirsek tümüyle farklı bir felsefeye sahip, oldukça geniş düşünebilen bir insan olabiliriz.


Kuantum felsefesine biraz daha yakından bakarsak şunları görürüz:

1. Kuantum dünyası kesikli bir birliktelik dünyasıdır. Her nesne hem dalga hem de parçacık olduğundan bizlerin parçacık olarak tanımladığı enerji paketleri sürekli dalgalardan oluşmuşlardır. Ancak kuantum sürekliliği bizim 3-boyutlu klasik süreklilik tanımına benzemez. Kuantum dünyası hem sürekli hem süreksizdir. Yani, her sürekli hareket çok küçük süreksiz hareketin toplamından oluşur. Bu bakımdan temelde süreksizlik olmasına rağmen bir bütüncül birlik vardır.

2. Kuantum dünyasında kesin sınırlar yoktur. Yukardaki kesikli süreklilik tanımının sonucu olarak kesin sınırlar aradan kalkar. Bir noktada bulunan bir parçacık süreksiz olarak aniden farklı bir noktaya atlama (sıçrama) yapabilir. Bu bakımdan kesin ayırımlardan söz edilemez. Her var olan etrafı ile birlikte bir bütünlük içinde varlığını sürdürür. Bağımsız bir parçacık kavramı sadece bir basit yaklaşım olarak anlamlıdır. Gerçekte salt bağımsızlık diye bir olgu yoktur.

3. Kuantum kuramında zaman yerine “an” kavramı vardır. Yani, sürekli zaman diye bir şey yoktur. Her olay bir an içinde oluşur ve bir diğer an farklı bir olaya dönüşür. “Gerçek” ancak o an için geçerlidir. Sürekli ve mutlak gerçekten söz edilemez. Her var olanın kendi oz zamanı ve kendi öz gerçeği vardır. Bu durumu Görelilik kuramı da iddia eder ve kanıtlar. Bir varlığın gerçeği kendine aittir. Evrensel gerçek yoktur.

4. Tek gerçek bir enerji ağının var olduğudur. Ancak, bu enerji ağı sürekli değişim ve dönüşüm içindedir. Her an yeni bir yapıda yeni bir yoğunlukta titreşir ve dağılır. Enerji ağını kesin olarak tanımlamak dahi mümkün değildir. Çünkü tanımlamak için onu kesin sınırlar içine hapsetmek, sınırlandırmak ve sabitlemek gerekir. Oysa ki bu ağ ne sabitlenebilir ne sınılandırılabılır, ne de tanımlanabilir.


Şimdi, bu dört noktadan hareketle yaşamımıza yön vermek istersek diyebiliriz ki:

Her insan bir sonlu birliktelik varlığıdır. Kendini bağımsız ve ayrı sanması bir yanılgıdır. Beden yapısının yanında ve eşdeğer olarak ruhsal bir yapısı vardır. Bu yapı kuantum dalgasal yapısına benzer. Bu bakımdan insan çevresinden soyutlanamaz. Çevresi ile görünmez bir bağ içindedir. Bu bağ enerji ağı sayesinde tüm evrenle etkilesir.

İnsan zaman içinde değil “an” içinde yaşar ve yaşamalıdır. Çoğu insan bu yönünü ihmal eder ve zaman içinde (ya geçmişte veya gelecekte) hayal ederek yaşar. Oysa ki asıl olan “an”dır. Her insanın kendi gerçeği vardır ve bu gerçek paylaşılamaz. Bu gerçek evrensel değil bireyseldir. Ancak, evrenle sürekli etkileşen bir bireyselliktir bu.

Please, Giriş Yap or Kayıt Ol to view URLs content!
 
Üst