• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Haber Ölüm hep bana mı düşer usta?

1708864248683.png
Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi (OSTİM) Ankara’nın en büyük organize sanayi bölgesi. 6 bin 500 işletmede yaklaşık 65 bin işçi çalışıyor; 2031’i mesleki eğitim merkezine kayıtlı MESEM öğrencileri… Birçoğu 18 yaşına basmadı, yani çocuk. Haftanın manşeti OSTİM’den. OSTİM’de MESEM kapsamında çalıştırılan 15-16 yaşındaki çocuklara iş kazalarına karşı "feragatname" imzalatıldı. Feragatnamede yer alan ifadeler; Şair Refik Durbaş’ın
Please, Giriş Yap or Kayıt Ol to view URLs content!
bir çırağın ağzından yönelttiği "Ölüm hep bana / Bana mı düşer usta?” sorusuna devlet ve sermayenin ortak yanıtı gibi: "Her türlü hukuki ve cezai sorumluluk ile tazminatlar çırak/öğrenci ve velisine ait olacaktır."

Belgeyi arkadaşımız Uğur Düzgün ortaya çıkarırken; OSTİM MESEM Müdür Yardımcısı Mustafa Kapusuzoğlu “MEB’in protokolü” savunmasında bulundu. Elbette belgenin hiçbir hukuki değeri ve bağlayıcılığı yok. Ancak uygulama hem çocuk işçilerin sürüldüğü çalışma koşullarının hem de daha fazla kâr için çocuk emeği sömüren patronların umarsızlığının çarpıcı bir göstergesi oldu.

2023-2024 eğitim-öğretim döneminde en az 8 MESEM öğrencisi çalışırken hayatını kaybetti. Bu derlemeyi toparladığımız sırada ise 13 yaşındaki Yasin Dombay bir iş cinayetinin kurbanı oldu. Dombay, aile bütçesine destek için odun taşıdığı sırada kamyonet kasası ile duvar arasında sıkışarak can verdi.

Yaralanan, iş kazası geçiren çocukların sayısı ise bilinmiyor ancak farklı sanayi havzalarından görüştüğümüz MESEM’liler içerisinde iş kazası geçirmeyen neredeyse yok. İş güvenliği için kılını kıpırdatmayan patronları ve MESEM yetkililerini böyle bir “tedbir” almaya iten OSB’lerde “sıradanlaşan” bu çalışma koşulları. OSTİM’de CNC tezgahında çalışan 16 yaşındaki M.B. iş kazası geçiren MESEM’lilerden biri. Üç kez iş kazası geçirmiş; “Tırnağıma ayna düştü, elim dişliye sıkıştı. Kolumu da kırdım. Hepsi benim suçum mu?” diye soruyor.

TACİZ PERVASIZLIĞI: ALIŞIN, SIK KARŞILAŞACAKSINIZ​

MESEM’lerde çocuklar sadece iş kazaları açısından değil; cinsel saldırılara karşı da korumasız. Adres İstanbul Avcılar… Mehmet Emin Horoz Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin MESEM programı kapsamında çalışan bir kız çocuğu Sertrans Lojistik’te istismara maruz kaldı. Şikayet için yanına gittiği patron “Taciz iş hayatında sıklıkla karşılaşacağınız bir şey, alışın” dedi. Benzer bir örnek de Esenyurt’tan. Mercedes’te çırak olarak çalıştırılan öğrenci, bir müşterinin tacizine maruz kaldı. Fabrika yetkilileri ise taciz mağduru çocuğu suçlayarak işten attı.

Cinsel şiddet çocukların “utancı”na dönüştürüldüğünden, bu vakalar sesli şekilde gündeme getirilmese de MESEM’lilerin çalışma alanlarında maruz kaldıkları tacizler münferit değil. MESEM’lerde yaşanan taciz vakalarını meclis gündemine taşıyan EMEP Milletvekili İskender Bayhan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e benzer şekilde yaşanan taciz ve istismar vakalarının sayısını sordu.

"ZENGİN AİLELER YEMEK İSTEMİYOR"MUŞ!​

Yaklaşık 1,4 milyon MESEM’li fabrika, atölye ve iş yerlerinde ucuz iş gücü olarak “ölümüne” sömürülürken haftanın bir diğer önemli gündemi her okulda “Bir öğün ücretsiz ve sağlıklı” yemek talebiyle başlatılan kampanyaya ilişkin görülen davaydı. Her dört çocuktan birinin okula aç gittiği Türkiye’de yurdun dört bir yanından yükselen okul yemeği talebine kulaklarını tıkayan Milli Eğitim Bakanlığı, Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinin açtığı davada savunma yaptı. Arkadaşlarımız Damla Kırmızıtaş ve Kübra Kırımlı’nın haberleştirdiği bakanlığın savunması evlere şenlik… Depolama sorunu, gıda zehirlenmesi ihtimali gibi bahaneler milyonlarca çocuğun aç bırakılmasına gerekçe gösterildi. Bununla da yetinmeyen bakanlık milyonlarca yoksul işçi ve emekçi çocuğunun açlığına karşı “bir avuç zengin”i koyarak “Onlar ücretsiz yemek istemiyor” dedi. Arkadaşımız Sıla Altun’a konuşan kadınlar ise “Çocukların açlığı görmezden gelinemez” diyerek savunmaya tepki gösterdi.

Aynı gün pek çok ilde kadınlar, çocuklar yine sokaklardaydı; “Bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek her çocuğun hakkıdır. Bu dava ‘çocuklar aç kalmasın” diyen herkesin davasıdır” demek için.

Bakanlığın savunması iktidarın işçi sınıfına bakışının fazlaca kristalize olmuş bir örneği. Ancak bu bakışa dair bir başka çarpıcı örnek ise AKP'nin Canik Belediye Başkan adayı İbrahim Sandıkçı’nın simit satan çocuklarla arasında geçen
Please, Giriş Yap or Kayıt Ol to view URLs content!
. Okul harçlıklarını çıkarabilmek için simit sattıklarını söyleyen 10 yaşındaki çocuklara Sandıkçı “Aferin, boş durmayın” dedi.

İLİÇ’TEN MARMARA’YA, ULAŞILAMAYAN ÖLÜLER​

Önceki haftadan devreden iki önemli gündem ise İliç’teki altın madeninde yaşanan göçük ve Marmara’da 6 mürettebatıyla batan gemiydi. Marmara’da batan gemideki mürettebatta yer alan 2 denizcinin cesetlerine ulaşıldı. Arama kurtarma çalışmalarının 9. gününde 4 denizciye dair hâlâ bir iz bulunamamıştı. Sendika servisimize konuşan Deniz İşçileri Platformundan Kaptan Efecan Özcan batan gemiye dikkat çekerek, gemilerin 25-30 yıldan sonra riskli hale geldiğini ve Avrupalı şirketlerin ekonomik ömrünü tamamlayan gemileri Türkiye’deki denizcilik şirketlerine sattıklarını söyledi.

İliç’te sürdürülen arama çalışmaları ise 19 Şubat’ta durduruldu. Arama çalışmalarını takip eden hükümet üyelerinin açıklamaları zaten çalışmaların durdurulacağı sinyallerini veriyordu; resmi açıklama ise 20 Şubat’ta geldi. Toprak altında can veren 9 madencinin aileleri ise en azından ziyaret edebilecekleri bir mezarları olsun istiyor.

NE ANAGOLD TEK NE İLİÇ İLK​

İliç’teki felaketin sorumluları ise geçtiğimiz hafta boyunca topu birbirlerinin üzerine atma çabasına girişti. Şirket, felaketten birkaç çalışanı sorumlu tutan açıklamalar yaparken iktidar ise felaketten maden tekelini sorumlu tutarak kendi sorumluluğunu perdeleme çabasına girişti. Ancak siyanür liçiyle altın çıkarılan madende göçük olan İliç, Türkiye'de felaket yaşanan ilk yer değil. İliç'te doğa ve işçi katliamına imza atan Anagold tekeli de sabıkalı tek şirket değil. Nisa Sude Demirel’in sorularını yanıtlayan TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül’ün; “ÇED gerekli değildir” kararından gerekli denetimlerin yapılmamasına kadar iktidarın sorumluluklarını hatırlatan açıklamaları “İzin verip göz yumanın hiç mi suçu yok?” sorusunu akıllara getiriyor.

Öte yandan İliç’te sermaye-siyaset-bürokrasi ittifakıyla ülke tarihinin en büyük çevre felaketlerinden biri yaşanırken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İliç’e ancak felaketin 9. gününde gidebildi. Bakan Özhaseki gazetecilerin yönelttiği “İliç'e neden günler sonra geldiniz?” sorusuna “Özel sağlık sorunlarım” yanıtını verdi. Ancak bu sürede “sağlık sorunları yaşayan” Özhaseki’nin felaketin ertesi günü İstanbul Ticaret Odası ile kentsel dönüşüm istişare toplantısına, 19 Şubat’ta Osmaniye'de, 20 Şubat’ta ise Adana'da deprem konutları kura ve teslim törenlerine katıldığı ortaya çıktı.

İHBARIMIZDIR(!)​

Özhaseki katıldığı bir televizyon programında ise, İliç’teki altın madeninin aktif fay hattı üzerinde olduğunu yeni öğrendiğini iddia ederek “Bunu ihbar kabul ediyorum, araştıracağım” dedi. Ancak Türkiye’deki tüm aktif fay hatlarının haritası Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğünün sitesinde yer alıyor. Ayrıca maden işletmelerinin kurulacağı bölgenin jeolojik yapısına dair kapsamlı bir rapor da ÇED dosyalarında yer alıyor.

İliç bir yana Türkiye’de fay üzerinde bulunan ve siyanürlü işletmecilik yapılan tek maden İliç değil. İzmir’den Kayseri’ye, Konya’dan Balıkesir’e siyanürlü altın madenlerinin 9’u daha ya fay hattı üzerinde bulunuyor ya da büyük depremler üretebilecek fay hatlarına çok yakın mesafede yer alıyor.

Kaynak:
Please, Giriş Yap or Kayıt Ol to view URLs content!
 
Üst