Musa Kamil Ekin
Yönetim Grubu
- Katılım
- 6 Nisan 2015
- Sertifika
- C Sınıfı
- Firma
- BelKo ltd.şti.
- #1
Konu Sahibi
'İSG YAŞAM BİÇİMİNE DÖNÜŞMELİ'
25 Aralık 2014, 14:31
Ahmet Murat AKIN
[email protected]
Sevgili Okurlar;
“İş Sağlığı ve Güvenliği” konusunda sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyduğumu belirterek yazıma başlamak istiyorum.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO); İş Sağlığı ve Güvenliği’ni, “Her meslekte çalışanların, fiziksel, ruhsal ve sosyal ortama kavuşturulması ve bu durumun sürdürülmesi için yapılan çalışmaların tümü” olarak tarif etmektedir. Çağdaş ve ileri demokrasiye sahip ülkeler, çalışma yaşamını ve koşulları daha insancıl hale getirerek, insanların yaşam kalitelerini arttırmak için çaba sarf etmekte ve hedeflerine ulaşmaktadırlar.
İş Sağlığı ve Güvenliğinin 3 (Üç) amacı bulunmaktadır.
1- Çalışanların korunması,
2- Üretim/Hizmet güvenliğini sağlamak,
3- İşletme güvenliğini sağlamaktır.
Üzülerek belirtmek isterim ki; her gün medyada iş kazaları, iş yerlerinde yangın,
patlama, zehirlenme haberlerini duymaktayız. Bu acı haberlerle toplum olarak sarsılmaktayız. İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği kurallarına uymamak birçok kazalara sebebiyet vermektedir. Kazalar, yaralanmalara, uzuv kayıplarına, ölümlere, sebep olmaktadır. Özellikle ölümler, psikolojik çöküntüye, üretim kaybına, maliyet artışlarına ve ağır maddi kayıplara yol açmaktadır. Kayıplar ise; işletmelerin itibarlarıyla birlikte rekabet gücünü yok eder. Rekabet gücünü ve itibarını kaybeden firmaların ayakta kalması düşünülemez.
Kazaların önlenmesinde “İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü” nün her bireyde oluşturulması gerekmektedir. Bu kültür; önce aile içi eğitimle başlamalı, eğitim öğrenim hayatı boyunca devam etmeli ve kişinin iş yaşamına girmesiyle birlikte işverence verilecek eğitimlerle en üst seviyeye taşınmalıdır.
İşyerlerinde “İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü” oluşturulması çalışmaları, sadece kanun ve yönetmeliklerin koymuş oldukları zorunlulukları yerine getirmek amacıyla yapılmamalıdır. Elbette ki, kanun ve yönetmeliklere uygun olarak çalışmalıyız. Tüm uygulamaları, yaşam biçimi haline de getirmeliyiz. Bizler her şeyden önce insanız. İnsan sağlığından ve yaşamından önemli hiçbir şeyin olmadığının bilinci ile çalışmalarımızı yapmalıyız.
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü’ nün oluşturulmasının birinci basamağı, üst yönetimin bunu taahhüt etmesidir. Zira bu taahhüt ile; bu kültürün oluşturulmasına yönelik insan ve kaynak yatırımlarının yapılması, gerekli eğitimlerin tüm çalışanlara aldırılması, kişisel koruyucu donanımların (KKD) hazır ve gerekli durumlarda sürekli kullanılır durumda bulundurulması, gerekli prosedür ve talimatların oluşturulması için ilk görev; yönetimin olmalıdır.
İkinci basamak ise; orta düzeydeki yöneticilerin verdikleri talimatlarla; İş Sağlığı ve Güvenliği gerekliliklerini gözetmesi, çalışanların yaptıkları işlere nezaret etmesi, kurallara uygun çalıştıklarından emin ve yol gösterici olmalarıdır. Yani örnek önderlik yapmalarıdır.
Üçüncü basamak ise; yazılı İş Sağlığı ve Güvenliği Sisteminin kurulmasıdır. Bu sistemde çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği konularında bilgilendirilmeleri, ekip ve kurullara dâhil edilmeleri, alınan tüm kararlardan çalışanların bilgi sahibi olmalarının sağlanması, kazalar ve ramak kala dediğimiz ucuz atlatmalar, sağlık güvenlik konularındaki olumsuzlukların raporlanması ve bunlarla ilgili düzeltici, önleyici ve geliştirici faaliyetlerin yapılarak sisteme dâhil edilmeleri sağlanmalıdır. Olumlu fikir ve projelerde ödül sisteminin kurulması bu aşamada yapılmalıdır.
Asıl önemli olan tüm bunların yaşam biçimi halini almasıdır. Unutulmamalıdır ki; bir iş kazasında en çok ıstırap duyan; “Kazayı geçiren kişinin bizzat kendisidir”
Sağlıklı ve kazasız günler dileklerimle….
25 Aralık 2014, 14:31
Ahmet Murat AKIN
[email protected]
Sevgili Okurlar;
“İş Sağlığı ve Güvenliği” konusunda sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyduğumu belirterek yazıma başlamak istiyorum.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO); İş Sağlığı ve Güvenliği’ni, “Her meslekte çalışanların, fiziksel, ruhsal ve sosyal ortama kavuşturulması ve bu durumun sürdürülmesi için yapılan çalışmaların tümü” olarak tarif etmektedir. Çağdaş ve ileri demokrasiye sahip ülkeler, çalışma yaşamını ve koşulları daha insancıl hale getirerek, insanların yaşam kalitelerini arttırmak için çaba sarf etmekte ve hedeflerine ulaşmaktadırlar.
İş Sağlığı ve Güvenliğinin 3 (Üç) amacı bulunmaktadır.
1- Çalışanların korunması,
2- Üretim/Hizmet güvenliğini sağlamak,
3- İşletme güvenliğini sağlamaktır.
Üzülerek belirtmek isterim ki; her gün medyada iş kazaları, iş yerlerinde yangın,
patlama, zehirlenme haberlerini duymaktayız. Bu acı haberlerle toplum olarak sarsılmaktayız. İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği kurallarına uymamak birçok kazalara sebebiyet vermektedir. Kazalar, yaralanmalara, uzuv kayıplarına, ölümlere, sebep olmaktadır. Özellikle ölümler, psikolojik çöküntüye, üretim kaybına, maliyet artışlarına ve ağır maddi kayıplara yol açmaktadır. Kayıplar ise; işletmelerin itibarlarıyla birlikte rekabet gücünü yok eder. Rekabet gücünü ve itibarını kaybeden firmaların ayakta kalması düşünülemez.
Kazaların önlenmesinde “İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü” nün her bireyde oluşturulması gerekmektedir. Bu kültür; önce aile içi eğitimle başlamalı, eğitim öğrenim hayatı boyunca devam etmeli ve kişinin iş yaşamına girmesiyle birlikte işverence verilecek eğitimlerle en üst seviyeye taşınmalıdır.
İşyerlerinde “İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü” oluşturulması çalışmaları, sadece kanun ve yönetmeliklerin koymuş oldukları zorunlulukları yerine getirmek amacıyla yapılmamalıdır. Elbette ki, kanun ve yönetmeliklere uygun olarak çalışmalıyız. Tüm uygulamaları, yaşam biçimi haline de getirmeliyiz. Bizler her şeyden önce insanız. İnsan sağlığından ve yaşamından önemli hiçbir şeyin olmadığının bilinci ile çalışmalarımızı yapmalıyız.
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü’ nün oluşturulmasının birinci basamağı, üst yönetimin bunu taahhüt etmesidir. Zira bu taahhüt ile; bu kültürün oluşturulmasına yönelik insan ve kaynak yatırımlarının yapılması, gerekli eğitimlerin tüm çalışanlara aldırılması, kişisel koruyucu donanımların (KKD) hazır ve gerekli durumlarda sürekli kullanılır durumda bulundurulması, gerekli prosedür ve talimatların oluşturulması için ilk görev; yönetimin olmalıdır.
İkinci basamak ise; orta düzeydeki yöneticilerin verdikleri talimatlarla; İş Sağlığı ve Güvenliği gerekliliklerini gözetmesi, çalışanların yaptıkları işlere nezaret etmesi, kurallara uygun çalıştıklarından emin ve yol gösterici olmalarıdır. Yani örnek önderlik yapmalarıdır.
Üçüncü basamak ise; yazılı İş Sağlığı ve Güvenliği Sisteminin kurulmasıdır. Bu sistemde çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği konularında bilgilendirilmeleri, ekip ve kurullara dâhil edilmeleri, alınan tüm kararlardan çalışanların bilgi sahibi olmalarının sağlanması, kazalar ve ramak kala dediğimiz ucuz atlatmalar, sağlık güvenlik konularındaki olumsuzlukların raporlanması ve bunlarla ilgili düzeltici, önleyici ve geliştirici faaliyetlerin yapılarak sisteme dâhil edilmeleri sağlanmalıdır. Olumlu fikir ve projelerde ödül sisteminin kurulması bu aşamada yapılmalıdır.
Asıl önemli olan tüm bunların yaşam biçimi halini almasıdır. Unutulmamalıdır ki; bir iş kazasında en çok ıstırap duyan; “Kazayı geçiren kişinin bizzat kendisidir”
Sağlıklı ve kazasız günler dileklerimle….