SİZ SİZ OLUN ASLA VAZGEÇMEYİN, VE, İ Ş İ N İ Z E K Ü S M E Y İ N!
From: 'RUHİ ÖKTEM' via Risk Yönetimi Grubu (İSG ve Çevre) <riskyonetimi@googlegroups.com>
Date: Sun, Jul 26, 2020 at 10:51 PM
Subject: [RY] İlt: RY ANKARA anektodu
To: Risk Yönetimi Grubu İSG ve Çevre <riskyonetimi@googlegroups.com>
Sevgili Dostlar,
Bugün aşağıdaki anektodu paylaşıyorum.
Ancak beni tanımayanlar haklı olarak "bu adam megaloman mı ?"diyebilir endişesi ile, doğuştan RD’cisi olmak ne demek açıklayım :
Daş düşebilü ayu çıkabilü...
Bu gerçek bir hikayedir...
Çok çok seneler önce, taş ocağında bir çalışan tarafından yazılmış levhadır.
(İtilmiş gakulmuş tiplemesi sanatçısı pek güzel açıklamıştı..)
Levha yazan duyarlı hemşerimin anısının önünde saygı ile eğiliyorum.
Esenlikler dilerim keyifli okumalar.
Ruhi ÖKTEM
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sen uyarmaya devam et ben de bağırmaya devam edeceğim.
Bir orta-doğu ülkesinde sıcak bir yaz günü şantiyede çalışırken saha denetimine çıktım.
Çok sevdiğim saygı duyduğum Karadenizli kalfam bir iş makinasının yanında yüksek gerilim hattına yakın çalışıyordu.
Hemen uyarı görevimi yaparak "aman kalfam hatta yaklaştırma makinayı" dedim.
O da nesi, cevap olarak ne dese begenirsiniz?.
"Bi sen mi biliyorsun da, sabahtan beri 6 defa ikaz ettim" dedi hem de bağırarak.
"Allah Allah, ben kötü bir şey mi söyledim kalfam uyarmasa mıydım niye bağırdın ?" deyince, bir anda sakinleşti ve :
"Ruhi Bey sen uyarmaya devam et ben bağırmaya devam edeceğim" dedi .
Burada sessizluk......
"Anlaştık" dedim sevinçle, ve her zaman onu denetledim uyarmaktan hiç çekinmedim o da biliyordu ki bir kere uyarmaktan kaçınsam bir kaza yaşansa hepimiz zarar görürdük...
Akl-ı sinsan böyle cevap verirdi...
Eh ben de aynı denizdenim ama ortasından
övünmek gibi olmasın; doğuştan risk değerledirmecisiyim
?
Bugün eli yara olan komşu hanım kız bulaşık yıkayınca, eli acımış, anne öğrenince "Ben sana girme mutfağa demedim mi kızım ?" dedi. Ana yüreği bu, üzüldü, bakamadı bile eline..
O da "anne sen de yoruluyorum demiştin" dedi.
Annesi de "Olsun ben öyle diyeyim sen gene de girme mutfağa, kıyamam." diyerek sözü bitirdiler. Ordan aklıma geldi bu anektod..
Sevgili genç IGU’lar sizlerin doğru bilgilerle doğru işler yapmanızı, kaza ve mh. önlemenizi önemseyen bir oluşum RY...
Sonuç olarak :
Ben alınganlık etseydim küsseydim ......?
Değerli kalfam "beni uyarma" deseydi.....?
Gene sessizluk...
Yörelerimize göre insanlarımızın çok değerli farklı özellikleri var, güzel bir mozaik gibiyiz. Bu bizim zenginliğimiz. Bunu fırsata çevirmeliyiz ...
En kötü iletişim bile iletişimsizlikten iyidir...
İki yaşanmış anektod daha aklıma geldi ama vaktinizi almayayım kısmetse anlatırız inşallah: )
Kıssadan hisse :
Siz siz olun asla vazgeçmeyin, ve, i ş i n i z e k ü s m e y i n!
From: 'RUHİ ÖKTEM' via Risk Yönetimi Grubu (İSG ve Çevre) <riskyonetimi@googlegroups.com>
Date: Sun, Jul 26, 2020 at 10:51 PM
Subject: [RY] İlt: RY ANKARA anektodu
To: Risk Yönetimi Grubu İSG ve Çevre <riskyonetimi@googlegroups.com>
Sevgili Dostlar,
Bugün aşağıdaki anektodu paylaşıyorum.
Ancak beni tanımayanlar haklı olarak "bu adam megaloman mı ?"diyebilir endişesi ile, doğuştan RD’cisi olmak ne demek açıklayım :
Daş düşebilü ayu çıkabilü...
Bu gerçek bir hikayedir...
Çok çok seneler önce, taş ocağında bir çalışan tarafından yazılmış levhadır.
(İtilmiş gakulmuş tiplemesi sanatçısı pek güzel açıklamıştı..)
Levha yazan duyarlı hemşerimin anısının önünde saygı ile eğiliyorum.
Esenlikler dilerim keyifli okumalar.
Ruhi ÖKTEM
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sen uyarmaya devam et ben de bağırmaya devam edeceğim.
Bir orta-doğu ülkesinde sıcak bir yaz günü şantiyede çalışırken saha denetimine çıktım.
Çok sevdiğim saygı duyduğum Karadenizli kalfam bir iş makinasının yanında yüksek gerilim hattına yakın çalışıyordu.
Hemen uyarı görevimi yaparak "aman kalfam hatta yaklaştırma makinayı" dedim.
O da nesi, cevap olarak ne dese begenirsiniz?.
"Bi sen mi biliyorsun da, sabahtan beri 6 defa ikaz ettim" dedi hem de bağırarak.
"Allah Allah, ben kötü bir şey mi söyledim kalfam uyarmasa mıydım niye bağırdın ?" deyince, bir anda sakinleşti ve :
"Ruhi Bey sen uyarmaya devam et ben bağırmaya devam edeceğim" dedi .
Burada sessizluk......
"Anlaştık" dedim sevinçle, ve her zaman onu denetledim uyarmaktan hiç çekinmedim o da biliyordu ki bir kere uyarmaktan kaçınsam bir kaza yaşansa hepimiz zarar görürdük...
Akl-ı sinsan böyle cevap verirdi...
Eh ben de aynı denizdenim ama ortasından
Bugün eli yara olan komşu hanım kız bulaşık yıkayınca, eli acımış, anne öğrenince "Ben sana girme mutfağa demedim mi kızım ?" dedi. Ana yüreği bu, üzüldü, bakamadı bile eline..
O da "anne sen de yoruluyorum demiştin" dedi.
Annesi de "Olsun ben öyle diyeyim sen gene de girme mutfağa, kıyamam." diyerek sözü bitirdiler. Ordan aklıma geldi bu anektod..
Sevgili genç IGU’lar sizlerin doğru bilgilerle doğru işler yapmanızı, kaza ve mh. önlemenizi önemseyen bir oluşum RY...
Sonuç olarak :
Ben alınganlık etseydim küsseydim ......?
Değerli kalfam "beni uyarma" deseydi.....?
Gene sessizluk...
Yörelerimize göre insanlarımızın çok değerli farklı özellikleri var, güzel bir mozaik gibiyiz. Bu bizim zenginliğimiz. Bunu fırsata çevirmeliyiz ...
En kötü iletişim bile iletişimsizlikten iyidir...
İki yaşanmış anektod daha aklıma geldi ama vaktinizi almayayım kısmetse anlatırız inşallah: )
Kıssadan hisse :
Siz siz olun asla vazgeçmeyin, ve, i ş i n i z e k ü s m e y i n!