Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sizce bu kadar açık bir güvensiz çalışmanın sebebi nedir? Eğitim eksikliği mi yoksa sistem olmaması mı? Çalışan sistem olmasa bile güvensiz çalışmayı tespit ederek neden reddetmiyor işi?
Sizce bu uygunsuzluğun temel sebebi neler olabilir? İşçiler neden bu kadar yüksek bir riskte çalışmayı işi durdurmaya tercih ediyorlar? Yorumlarınızı bekliyoum..
Geçmişten günümüze kadar uzanan "ne iş olsa yaparım, patron ne derse o" düşüncesinin başrollerden biri olduğunu düşünüyorum. Günümüze kadar olan süreçte bu düşünce yeni nesillere sürekli empoze edildi. Eğitimsizlik, bilim ve mühendislik ile mesafeli olmamız, ülkede iş güvenliği bilincinin sağlam temellere sahip olmaması vb. etkenler ile birleşen bu düşünce yapısı ortaya bu tip sonuçlar çıkarıyor.
Temel sebep işverenin gelişmişlik seviyesi, çalışanların gelişmişlik seviyesi en önemlisi de ülkenin gelişmişlik seviyesi.
Gelişmişlik Düzeyi
Teknolojiye Erişim
Kanunların Caydırıcılığı
İnsana verilen değer
Gelişmiş Ülke
Teknolojiye Erişim Kolay
Üst Düzey
Üst Düzey
Gelişmekte Olan Ülke
Teknolojiye Erişebilir Fakat Maliyetlidir
Orta (adamına göre)
Orta
Az Gelişmiş Ülke
Teknoloji Yok
Az
Az
İşveren teknoloji pahalı olduğu için güvenli çalışma ekipmanlarını tercih etmiyor, kanunların caydırıcı etkisi olmadığından yine işveren gerekli önlemleri yeterince almamakta.
İşçi yaşamını sürdürebilmesi için para kazanmak zorunda olduğundan işverenin sağlamış olduğu koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyor.
Fatih Bey güzel bir konu seçmişsiniz, tebrikler... Bu konuyu müsaade ederseniz izlenimlerimle birlikte sadece Yüksekte Çalışma için değil, çalışanların Güvende Hissetme ihtiyacının nasıl ve neden değiştiğini yorumlayarak kendimce izah etmeye çalışayım.
Öncelikle konunun temelinde bireysel "Risk Algısı" ve "İş yeri Kültürünün"olduğunu düşünüyorum. Risk Algısı olarak belirttiğim olgunun; iş yeri kültürü, yönetici davranışları, kişinin daha önce zarar görmemiş olması (+özgüven), sosyal, ekonomik vb bir çok nedenle etkileşimde olduğunu düşünüyorum !
Risk algısı dolayısıyla da kendini güvende hissetme ihtiyacı yukarıda belirttiğim nedenlerle birlikte dönemsel olarak veya uzun süreli olarak ihtiyaçlar sıralamasında yer değiştirebiliyor.
Birkaç örnekle ifade etmek gerekirse;
- İş yerinde tam uyumlu olarak iş güvenliği ve işçi sağlığı algısı ve kültürü yaygınlaşmış, kontrol ediliyor ve çalışanlara sağlıklarının iş yeri için birinci öncelikte olduğu iletiliyor ise (tabii ki böyle işletmeler genelde sistemli çalışmalar olan ve ekonomik anlamda çalışana değer veren yerler...) bu tip davranışları yok denilebilecek kadar az görüyoruz. Gerçekleşmesi durumunda, olaylarda kasıt unsuru veya dış etkenlerle daha sıklıkla karşılaşıyoruz
- İş yerinde yaygınlaşmış şekilde kontrol düzeyi yok denecek kadar az iş güvenliği ve işçi sağlığı algısı ve iş yeri kültürü zayıfsa , bunun yanında eğitim-sosyal ve ekonomik açıdan düşük profilde çalışanlar bulunuyor ise daha fazla risk alan çalışmalar, mevcut basic denebilecek (kkd kullanımı gibi...) kurallara dahi uyumsuzluk gözlemliyoruz.
Çalışanlar yaptıkları işte aldıkları riskleri algılayamadığı ve/veya öncül ihtiyaç olarak görmediği gibi eğitim düzeyi düştükçe (tecrübe ile birlikte) aslında işin doğru yapılışının bu olduğunu kabullendiklerini de gözlemliyoruz. Ne de olsa 20 yıldır buradayım , bu işi yapıyorum , bir şey olmadı ki....
Tüm bunların yanında bir de tabii ki sürekli ekonomik olarak alt tabaka da kalmaları nedeniyle (işçi diyebileceğimiz kısım..) gelişen iş kaygısı yine bu vb riskli davranışlara daha çok eğilim göstermelerine neden oluyor... Ben bu şekilde bu işi yapmam dersem işten atılırım !!! Aslında burada da işveren ve kendini koruyacak kanunlara güvensizlik var ! İşten atılma kaygısı da belli veya belirsiz... her zaman bu kaygıyı tepkileri ile belli etmiyorlar... İlginçtir son bir kaç yıldır ters tepki şeklinde "aman işten atsanız ne olur, bana yapacak iş mi yok" tepkisi de çok karşımıza çıkıyor... Bu da sanırım işin psikolojik kısmı...
Teknoloji veya Koruyucu tedbir/kaynak/ekipmana düzenli ve sistemsel ulaşamamak ise işin ayrı bir boyutu olsa gerek... Genellikle uygulama da herhangi bir sistemi olmayan rastgele düzenler kurularak, anlık müdahaleyle , planlanmamış veya yeteri kadar detaylandırılmamış çalışmalarda kişilerin daha fazla risk aldıklarını yine gözlemliyorum.
Aslında bahsetmeye çalıştığım tüm konular bir zincirin parçaları gibi... Hepsinin bütünlük içinde veya en azından çoğunun uygulandığı, denetlendiği, kontrol edilerek geliştirildiği, sistemli ve planlı çalışmalar olmalı. Bunların beraberinde eğitim , kişisel gelişim , ekonomik düzeyin artırılması gibi unsurlarla desteklenen bir iş organizasyonunda çalışanların örneklediğiniz riskleri almayacağını düşünüyorum. Burada çalışanlar kadar işveren ve kanun koyucuların da beraberinde bu konuları desteklemesi gerekiyor ! Eksiklik mi? Bunların hepsinde var !
İş programım nedeniyle biraz dilim döndüğünce ve hızla yazmaya çalıştım, umarım ifade edebilmişimdir.
Ben kamuda çalışıyorum teknik personelde sıkça yaşadığım bir durum var ''bana birşey olmaz ,ben düşmem ben zehirlenmem v.b ama tabi ölebileceğini biliyor oda takdir i ilahi...
Özellikle inşaat sektöründe belli tecrübe kazanmış ustalarda bu tarz güvensiz hareketler, "cesaret, tecrübe" olarak nitelendiriliyor. Uyarıldığı zamanda gerçekten bana bir şey olmaz , kaç yıldır bu şekilde çalışıyorum gibi tepkiler alıyoruz. Kendini düşünmeyen ve riski görmek istemeyenlerde kaza kaçınılmaz oluyor maalesef.
Bütün bunlara ilaveten yanlış din algısının çalışanları kadercilik kisvesi adı altında hata yapmalarına sevk ettiğini düşünüyorum. Bilakis kaderciliği doğru algılamış olsalardı her şey çok farklı olurdu sanırım...
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.